Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-03-17 11:31:00

Yüksek Volatilite etkisini sürdürüyor

YÜKSEK VOLATİLİTE ETKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR

Merkez bankaları küresel ölçekte attıkları güçlü adımlar ile korona virüsünün finansal piyasalar ve ekonomik aktivite üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik çabasını sürdürüyor. Ancak virüsün özellikle Çin dışında belirgin şekilde yayılmaya devam etmesi atılan adımların varlık fiyatlarına güçlü bir yansıması olmasına pek fazla izin vermiyor. Bu durum piyasaların haftanın ilk işlem gününe zayıf bir zeminde başlamasına neden olurken bugün ise satış baskısının yerini denge bulma çabasına bıraktığını görüyoruz. Ancak karşı karşıya olunan sorunların salt para politikaları ile çözülemeyeceğini düşünürsek piyasalardaki yüksek volatilitenin bir süre daha etkisini sürdürmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul son 9,5 ayın dibinde. Merkez bankalarının likidite koşullarını iyileştirici adımlarına karşın COVID-19 endişesinin giderek artması yatırımcıları riskli olarak görülen varlıklardan çıkışa yönlendiriyor. Bu kapsamda küresel borsalar haftaya satış baskısı altında başlarken Borsa İstanbul da son 9,5 ayın en düşük seviyeleri olan 87 bin sınırına kadar çekildi. Virüs yayılmaya devam ettikçe riskten kaçış eğilimi küresel piyasaları etkisi altında tutacağı için Borsa İstanbul’da da aşağı yönlü risklerin canlı kalmayı sürdürdüğünü söylemek mümkün. Teknik açıdan bakıldığında ise son sekiz yılın trend desteği 87 bin civarından geçtiği için endeksin bu seviyenin üzerinde tutunmasını son derece önemli buluyoruz. Her ne kadar piyasalar teknik görünümden bağımsız hareket ediyor olsa da bu seviyenin altındaki seviyelerin aşağı yönlü riskleri artırabileceğini söylemek mümkün.

EUR/USD 1,12’nin üzerini test etse de kalıcı olmadı.

Son dönemde daha çok faizler arasındaki makas doğrultusunda hareket eden EUR/USD, Fed’in bir kez daha güçlü bir faiz indirimine gitmesi ve faiz farkının EUR lehine daralması ile yönünü yukarı çevirdi. Teknik açıdan bakıldığında paritenin 200 günlük hareketli ortalamasının da geçtiği 1,1100 seviyesinin üzerinde tutunmasını yukarı yönlü eğilim açısından pozitif buluyoruz. Ancak bu eğilimin özellikle uzun vadede ne ölçüde kalıcı olacağı konusunda soru işaretleri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Öyle ki, virüs etkisinin geride kalması ve piyasaların işleyişinin normale dönmesi durumunda paritenin direncini koruması çok kolay olmayacaktır.

TL üzerindeki baskı devam ediyor.

Fed’den gelen güçlü faiz indirimlerine karşın yatırımcıların göreceli olarak daha riskli bulunan gelişmekte olan ülke para birimlerinden çıkış yapmaya devam etmesi kaçınılmaz olarak TL’ye de güç kaybı olarak yansıyor. Bu noktada Mart ayı başından bu yana yukarı yönlü bir eğilim sergileyen USD/TL 6,40’ı da aşarak son altı ayın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. TL’nin kısmen Perşembe günkü toplantıda TL’nin yapabileceği bir faiz indiriminin etkilerini hissettiğini söylemek de mümkün. Teknik olarak ise 6,35’in üzerindeki rakamlar yukarı yönlü risklere işaret ederken küresel risk iştahı düşük kaldıkça TL’de güç kaybının devam etmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Tahvil faizleri ayrışıyor.

Fed’in güçlü faiz indirimlerine karşın TL’nin değer kaybetmeye devam etmesi ve Perşembe günkü PPK toplantısında TCMB’nin 100 baz puana yakın bir faiz indirimine gideceğinin fiyatlanması faizlerde ayrışmaya yol açtı. Bu kapsamda 10 yıl vadeli tahvil faizleri %12,50 seviyesini aşarken 2 yıl vadeli faizler ise %10,50’ye yöneldi. Böylece 10 ve 2 yıl vadeli tahvil faizleri arasındaki fark zirveye çıkmış oldu. 2 yıl vadeli faizde aşağı yönlü hareket alanı olsa da sık sık dikkat çektiğimiz gibi %10’un altında güçlü bir potansiyel görmüyoruz.

Düşük risk iştahı ons altının destek bulmasına izin vermiyor.

Normal şartlar altında Fed’in yaptığı faiz indirimlerinin ve küresel ölçekte riskten kaçışın değerli metallerin cazibesini artırması beklenirdi. Ancak piyasalardaki sert satışlar nedeniyle yatırımcıların nakit pozisyona dönmeyi tercih etmesi değerli metaller üzerinde de etkisini gösteriyor. Bu kapsamda ons altının da belirgin şekilde satış baskısı altında kalarak son dönem zirvesinden önemli ölçüde uzaklaştığını görüyoruz. Ons altında görünümün iyileşmesi için 200 günlük hareketli ortalamanın geçtiği 1500 doların üzerinde rakamlar görülmesi gerektiğini düşünürken aşağıda ise 1485 ve 1450 dolar seviyeleri önemli teknik noktalar olarak karşımıza çıkıyor.


Kaynak: ÜNLÜ Menkul Değerler A.Ş.
Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 finansinnabzi.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.